Uşak’ın tam kalbinde, Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan ve tam 64 Cumhuriyet Bayramı’na tanıklık eden Uşak Valiliği binası, yalnızca bir kamu binası olmanın ötesinde bir anlam taşıyor. Modern mimarinin nadide bir örneği olarak inşa edilen bu yapı, geçmişten bugüne kentin belleğinde özel bir yere sahip. Ancak günümüzdeki estetik kaygılar ve işlevsellik tartışmaları, bu tür yapıların korunmasını her zamankinden daha önemli hale getiriyor.
Uşak Belediye Meclis Üyesi ve mimar Çağlar Samancı, Uşak Valiliği binasının yalnızca mimari bir eser olmadığını, aynı zamanda kentin hafızasını ve kültürünü temsil ettiğini ifade ediyor. Samancı, Türkiye genelinde olduğu gibi Uşak’ta da özellikle Cumhuriyet dönemi mimarisine hak ettiği değerin verilmediğini vurguluyor. Bugün Fransızlar tarafından inşa edilmiş hanlar veya Osmanlı dönemi Türk evleri gibi sivil mimarlık örnekleri özenle koruma altına alınırken, Cumhuriyet dönemine ait modern mimari yapılar, estetik anlayışın değişimi ve işlevsel nedenlerle yok edilebiliyor.
CUMHURİYET DÖNEMİ MODERN MİMARİSİNE SAHİP ÇIKMAK
1923 sonrası Türkiye’de ortaya çıkan modern mimari, sadece dönemin ihtiyaçlarına değil, aynı zamanda Cumhuriyet’in yenilikçi ruhuna da bir yanıt niteliğindeydi. Betonarme, sade ama işlevsel tasarımlarıyla dikkat çeken bu yapılar, Cumhuriyet’in modernleşme hamlesinin simgeleri olarak yükseldi. Uşak Valiliği binası da bu anlayışın güzel bir örneği. Ancak, günümüzde pek çok modern mimari yapı, “yeni” projelere yer açmak için yıkılıyor ya da işlevsel olmadığı gerekçesiyle gözden çıkarılıyor.
Çağlar Samancı, Uşak Valiliği binasının yıkılmak yerine, dönüştürülerek yeni bir işlevle yaşatılabileceğini belirtiyor. “Eğer bu binayı bugün yeniden inşa etmek istesek, yaklaşık 100 milyon liralık bir maliyete katlanmamız gerekir. Ancak bu yapıyı koruyarak bir müzeye, öğretmenevine, eğitim merkezine veya konferans salonuna dönüştürebiliriz. Böylece hem ekonomik hem de kültürel bir değeri koruyarak gelecek nesillere aktarabiliriz” diyor.
KENT BELLEĞİNİN ÖNEMİ
Bir kentin kimliği, sadece sokaklarında, insanlarında veya tarihi eserlerinde değil, aynı zamanda o kentin belleğinde saklıdır. Bu bellek, geçmişten günümüze gelen her bir yapının taşıdığı hikâyelerle beslenir. Uşak Valiliği gibi yapılar, kent tarihinin izlerini taşır ve bu nedenle korunması hayati önem taşır. Sadece bugünün değil, geleceğin de bir kenti anlamlandırabilmesi için bu tür yapılar yaşatılmalıdır.
Uşak Valiliği binası, bugünlerde kent sakinlerinin gündeminde. Yıkılıp yerine daha modern bir bina yapılması yönündeki düşünceler, tarih ve mimarlık çevrelerinden tepki topluyor. Mimarlık kültürü açısından, bu tür yapıların sadece fiziki birer bina olarak değil, aynı zamanda toplumun ortak hafızasını oluşturan simgeler olarak görülmesi gerektiği vurgulanıyor.
KENT MİMARİSİ VE EKONOMİK DEĞERLER
Modern bir binayı dönüştürmek, yalnızca estetik ve kültürel bir değer yaratmakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik açıdan da mantıklı bir tercihtir. Çağlar Samancı, “Mevcut bir yapıyı dönüştürmek, sıfırdan bir bina inşa etmekten hem daha ucuz hem de çevresel olarak daha sürdürülebilir bir çözümdür. Hem kent belleğini korur hem de ekonomik kaynakları doğru kullanmış oluruz,” diyerek bu sürecin önemine dikkat çekiyor.
Uşak Valiliği’nin geleceğiyle ilgili alınacak kararlar, sadece bu binayı değil, aynı zamanda Uşak’ın tarihine ve kimliğine olan yaklaşımı da belirleyecek. Valilik binasının korunması ve yeni işlevlerle halkın hizmetine sunulması, Uşak için bir kazanım olacaktır. Kentin belleği ve Cumhuriyet tarihine ait bir miras, böylesine özenli bir yaklaşımla geleceğe taşınabilir.
Sonuç olarak, Uşak Valiliği binası, modern mimarinin temsilcisi olarak kent belleğinde yer etmeye devam etmeli. Yapının korunması, Uşak’ın kültürel mirasını gelecek nesillere aktarmak adına atılacak önemli bir adım olacaktır.