Uşak’ın Banaz ilçesine bağlı Kızılhisar köyü, kızılçam ormanlarının gölgesinde yaşayan, doğayla iç içe bir Anadolu köyüdür. Ancak yakın zamanda yaşanan büyük orman yangını, bu yeşil örtüyü kara bir tabloya çevirdi. Alevler, ağaçları, kuşları, toprağı, suyu yuttu. Geriye kül, sessizlik ve tarifsiz bir kayıp kaldı.
Şimdi o ormanda kuşlar suskun, yaprakların sesi yok. Rüzgâr, önceden serinlik taşırken şimdi is kokusu getiriyor. Gökyüzüne uzanan yemyeşil gövdeler, siyahlaşmış iskeletlere dönüştü. Toprak yorgun, yaşam ürkek…
Bir orman sadece ağaç değildir.
O, binlerce canlının evi, havanın filtresi, suyun kaynağı, toprağın koruyucusudur. Ormanlar iklimin dengesini sağlar, erozyonu önler, karbon yutar. Her bir ağaç, bir nefes; her bir orman, bir yaşam kaynağıdır.
Uşak’ın Orman Varlığı
Uşak, Ege Bölgesi’nin iç kesimlerinde yer almasına rağmen önemli bir orman potansiyeline sahiptir. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre:
Uşak’ın toplam yüzölçümü yaklaşık 5.555 km²’dir.
Bunun %41’i (yaklaşık 227.000 hektarı) ormanlık alandır.
Bu ormanların büyük bölümünü kızılçam (Pinus brutia) ve meşe türleri oluşturur.
En yoğun ormanlık ilçelerden biri ise Banaz’dır. Banaz ormanları, hem biyolojik çeşitlilik hem de su kaynakları açısından bölgenin en zengin alanlarındandır.
Kızılhisar köyü de bu ormanların içinde yer alır. Ancak yaşanan yangınla birlikte onlarca hektarlık orman alanı kül oldu. Bu yalnızca bölgesel bir kayıp değil, Uşak’ın orman dengesinde ciddi bir yara anlamına gelir.
Bilimsel Gerçekler ve Uyarılar
Türkiye’deki orman yangınlarının %90’ından fazlası insan kaynaklıdır.
1 hektarlık ormanın yanması yaklaşık 260 ton karbon salımı demektir.
Yanmış orman arazilerinin kendini toparlaması 30 ila 50 yıl sürebilir.
Yangın sonrası toprak verimliliği düşer, erozyon riski 5 kat artar.
Orman yangınları sadece ağaçları değil, iklimi, tarımı, suyu, sağlığı ve sosyal yaşamı da etkiler. Uşak gibi karasal iklim geçiş bölgesinde yer alan şehirlerde ormanların iklim dengeleyici rolü çok daha kritiktir. Bu kayıplar, gelecekte kuraklık, sıcak hava dalgaları ve su kıtlığı gibi krizleri tetikleyebilir.
Doğaya Karşı Sorumluluğumuz Var
Her birimiz sorumluyuz. Piknikte, ormanda, tarlada, dağda… Nerede olursak olalım, doğaya karşı dikkatli ve saygılı olmalıyız. Küçük bir izmarit, kırık bir cam, kontrolsüz bir ateş; bir ömrü, bir ormanı, bir köyü yok edebilir.
Ormanlarımızı korumak, geçmişi sahiplenmek ve geleceği kurtarmaktır.
Kızılhisar’da yanan orman, sadece bir bölgenin değil, hepimizin kaybıdır.
Çünkü bir ağacın yanışı, sadece odunun değil; toprağın, suyun, yaşamın tükenişidir.
Doğayı sevelim, doğayı koruyalım. Çünkü doğa biziz, biz doğayız.
